14 Aralık 2014 Pazar

İstanbul'da açılan ilk kahvehane

        İstanbul'da açılan ilk kahvehane için Gelibolulu Mustafa Ali 1553, Peçevi 1554 tarihlerini vermektedirler. Araştırmacılar tarafından kesin bir tarih üzerinde anlaşılmış olmasa da İstanbul'da ilk kahvehanelerin 1550'li yılların başında açıldığı genel kabul olarak benimsenmiş ve kahvehane literatürü bu bilgiye göre şekillenmiştir.
        İstanbul'da ilk kahvehaneler Halepli Hakem ve Şamlı Şems adlı kişiler tarafından Tahtakale'de açılmıştır. Tahtakale'nin ekonomik faaliyetler ve limana yakınlıkla şekillenen kozmopolit ortamı İstanbul'da daha önce örneği bulunmayan kahvehane kurumu için uygun bir zemin olmuştur. İstanbul'da ilk kez 1554 yılında bir kahvehane için ticaret siciline vergi kaydı yapılmıştır.

Aydınların İletişim Ortamı Olarak ESKİ İSTANBUL KAHVEHANELERİ 
Cem Sökmen - Ötüken Neşriyat - 2.baskı Ağustos 2012







TAVLANIN TARİHÇESİNE GENEL BAKIŞ



Tavla oyununun tarihi çok eskilere dayanır. Tarih boyunca tavlanın kuralları pek çok kez değiştirildi farklı türleri ortaya çıkarıldı ama yüzyıllar boyunca en popüler oyun olma özelliğini kaybetmedi.

Tavla oyununun tarihi çok eskilere dayanır. Milattan birkaç yüzyıl öncesine dayanan bu oyunun kökeni ‘’duodecim scriptorum’’ yani ‘’on iki çizgi’’ oyununa dayanır. Ve bu oyun Mısır’da milattan önce 3000’lerde oynanan ‘’senet’’ oyunu ile benzerlik gösterir. Eski Mısır’da yapılan kazılarda ‘’senet ‘’ oyununun da bir tahta ve pullarla oynandığına dair kalıntılar bulunmuştur. Fakat tarihçiler tavlanın kökeni olduğunu düşündükleri bu oyunun kuralları hakkında bilgiye ulaşamamışlardır.

Antik Roma imparatorluğu döneminde tavla ‘’kumar oynamak’’ anlamına gelen ‘’alea’’ adıyla bilinirdi. Daha sonraları tabla üstünde oynanan bir oyun olduğu için ismi ‘’tabula’’ ya dönüştü. Bu oyunun kuralları günümüzdeki tavlanın kurallarına çok benzemektedir. Aynı tahta üzerinde oynanırdı. Her bir oyuncunun 15 pulu vardır. Amaç şimdi olduğu gibi pulların önce toplamaktır. Fakat tabula oyununun başında tahta boş olurmuş ve atılan zarlara göre pullar yerleştirilirmiş. Üç zar kullanılırmış ve iki oyuncu da oyuna aynı yerden başlayıp saat yönünün tersinde ilerlermiş. Bu oyunun başka bir önemi de tarihte ilk parayla oynanan oyun olmasıdır. Bu oyunla birlikte insanların kumara alıştığı söylenmektedir. Ayrıca bu oyunla ilgili bir kitap yazıldığı ama günümüze ulaşamadığı da bilgiler arasındadır.

Tabula, bugünkü kurallarına en yakın halini milattan sonra 480 yılı civarında oynanan ‘’zeno’’ oyunundan almıştır. Çinli tarihçilere göre bu oyun Hindistan’dan yayılmıştır. 500 yıl boyunca büyük ilgi görmüştür. Arapların Sicilya’ yı işgaliyle İtalya da bu oyunla tanışmıştır. Haçlı seferleriyle İngiltereye de giden oyun çok popüler olup satrancın yerini almaya başlamıştır. Coğrafi olarak çok geniş bir alana yayılan tavlanın en bilinen oyun olduğu sanılmaktadır. Oyunun adı yayıldığı farklı kültürlere göre farklı olmuştur. Tavla teriminin 1965’te bir İngiliz tarafından üretildiği ve Sakson dilinden türediği söylenmektedir.

Tavla’nın Pers döneminde İran şahı Nevşiyan’ın veziri Büzur Mehur tarafından 10 günde icat edildiğini anlatan birçok hikâye de mevcuttur. Bu hikâyeye göre Hint imparatoru İran şahına hediye olarak satranç oyununu göndermiştir. Bu hediyenin altına da bir not düşmüştür; ‘’Çok düşünen, iyi bilen ve ileriyi gören oyunu kazanır, işte hayat budur.’’ demiştir. Bunun üzerine şah, vezirinden Hint İmparatoruna hediye göndermek için bir oyun hazırlamasını istemiştir. Vezir Büzur Mehur uzun bir araştırmanın ardından 10 günde tavla oyununu icat etmiştir. Oyunda zarların kullanılması oyuna şans faktörünün de girmesine neden olmuştur. İran şahı Hint imparatoruna hediye olarak gönderdiği hediyenin altına not olarak; ‘’çok düşünen, iyi bilen, ileriyi gören oyunu kazanır ama biraz da şanstır; işte hayat budur’’ yazmıştır. Bugün de tavla yetenek, dikkat ve şans oyunu olarak bilinmektedir.

Tarih boyunca tavlanın kuralları pek çok kez değiştirildi farklı türleri ortaya çıkarıldı ama yüzyıllar boyunca en popüler oyun olma özelliğini kaybetmedi. Günümüzde, bir tahta karşısında yüz yüze oynamaktan çok internete bağlı oynanan bir oyun haline geldi. Bütün dünyada satrançla birlikte en çok bilinen oyun olmasının nedeni çok eski bir tarihe sahip olmasıdır.


Yazarı: Celestino Verdin

10 Kasım 2009